Almanya’da aşırı sağcı parti AfD’nin geçmişi araştırıldı
Almanya’nın doğusundaki Cottbus kentinde onlarca insan, daha önce kendisini Nasyonal Sosyalizmin (Nazizm) “dost yüzü” olarak tanımlayan bir konuşmacıyı dinlemek için küçük bir mekanda toplanmış.
Aşırı sağcı parti Almanya için Alternatif (AfD) tarafından düzenlenen bir gençlik etkinliğinde Matthias Helferich’i dinlemek için oradalar.
Daha önce aşırılık yanlısı gruplarla bağlantıları olan iki kişi daha salonda ve bunlardan biri eyalet seçimlerinde aday olacak.
AfD aşırılık suçlamalarını defalarca reddetti.
Ancak BBC, bu üç kişinin geçmişini araştırarak, AfD ile bazıları Alman makamları tarafından anti-demokratik veya ırkçı olarak sınıflandırılan aşırı sağcı gruplar arasında açık bir geçişkenlik olduğunu tespit etti.
Almanya’nın doğusunda bölgesel istihbarat yetkilisi olarak görev yapan Stephan Kramer’a göre, AfD artık demokrasinin “temelleri” açısından tehlike oluşturuyor ve sonbaharda doğudaki üç eyalette seçim kazanmayı hedefliyor: Saksonya, Thüringen ve Berlin’in Brandenburg bölgesi.
Haziran’da yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde aşırılık ve yolsuzluk iddialarıyla boğuşan AfD, anketlerde düşüş yaşasa da, ülke genelinde ikinci sırada yer alıyor. Özellikle Doğu Almanya’da güçlü olmaya devam ediyor.
‘Tersine göç’ tartışmaları
Matthias Helferich’in Cottbus’taki konuşması “tersine göç” üzerineydi. Bu, Avrupa’da aşırı sağ içinde göçmenlerin kitlesel “geri dönüşleri” ya da sınır dışı edilmeleriyle ilgili yeni gelişen bir kavram. BBC toplantıya katılmak istedi, ancak yer olmadığı söylendi.
2021’de Almanya Federal Meclisi’ne seçilen Helfrich’in AfD’nin parlamento grubuna katılması, 2016-17 yıllarındaki tartışmalı Facebook yazışmalarının ortaya çıkmasının ardından engellendi.
Sızan yazışmalarında Helfrich, kendisini Nasyonal Sosyalizmin “dost yüzü” ve Nazi dönemi yargıcı Roland Freisler’e atıfta bulunarak “demokratik Freisler” olarak tanımlıyordu.
Helferich BBC’ye yaptığı açıklamada kendisini gerçekten Nazizmin dost yüzü olarak tanımlamadığını, sadece internetteki solcuların “parodisini” yaptığını söyledi.
Helferich AfD’de yerel düzeyde görevler üstlenmeye devam ediyor ve Cottbus’daki konuşmasına katılımın da gösterdiği gibi, bazı parti çevrelerinde “tersine göçün” gururlu savunucusu olarak memnuniyetle karşılanıyor.
Pek çok kişi bu terimi, göçmen kökenli insanların zorla ya da siyasi baskıyla kitleler halinde sınır dışı edilmesinin örtülü bir ifadesi olarak görüyor.
Matthias Helferich, Afrika ve Orta Doğu’dan gelen “kitlesel göçmen akınına” karşılık olarak milyonlarca insanın “tersine göç ettirilmesi” konusundaki beklentilerini açıkça dile getiriyor.
Ancak yasal olarak Almanya’da bulunan hiç kimsenin ülkeyi terk etmeye zorlanmayacağını, ancak bazılarına “anavatanlarına” ve “kültürlerine” dönme şansı verilebileceğini iddia ediyor.
“Bu, insanları aşağılamak ya da ırkçı nedenlerle sınır dışı etmekle ilgili değil. Mesele Almanya’yı Almanların ülkesi olarak korumak” diyor.
Toplantı organizatörlerden Jean-Pascal Hohm, Cottbus konuşmasını dinlemeye “50’den fazla genç yurtseverin” geldiğini söylüyor.
AfD’de çeşitli görevlerde bulunan Hohm, Eylül’de yapılacak Brandenburg eyalet seçimlerinde aday.
Hohm’un geçmişte aşırı sağcı bazı gruplara dahil olduğu biliniyor. Bunlar arasında Ein Prozent (Yüzde Bir) derneği, Zukunft Heimat (Geleceğin Vatanı) ve “Büyük Değişim” komplo teorisini desteklediği bilinen Identitarian hareketi yer alıyor.
Bu teori, küresel elitlerin kasıtlı olarak Batı ülkelerinin demografik yapısını değiştirmeyi planladıklarını dile getiriyor.
Hohm, Almanya ve Avrupa’da “çağımızın ana teması” olarak tanımladığı “nüfus değişiminin” yaşandığına inanıyor. “Bunun yukarıdan organize edildiğini söylemiyorum, gerçekleştiğini söylüyorum” diyor.
2017’de Jean-Pascal Hohm, bir grup futbol taraftarının Yahudi düşmanı sloganlar attığı, hatta bazılarının Hitler selamı verdiği bir kalabalığın arasında görülmüştü.
Benedikt Kaiser ise, Thüringen’de AfD milletvekili olan Jürgen Pohl için parlamentoda çalışıyordu.
Kaiser’in 2006-11 yılları arasında neo-Nazi çevrelerde hareket ettiği, hatta bugün Die Heimat (Vatan) olarak bilinen aşırı milliyetçi parti NPD tarafından düzenlenen yürüyüşlerde fotoğrafının olduğu ortaya çıktı.
“New Society Boys” adlı aşırı sağcı futbol holigan grubunun içinde de fotoğrafı görülmüştü. Grup tarafından kullanılan “NS” kısaltması Almanya’da genellikle “Nasyonal Sosyalist” ya da Nazi anlamına geliyor.
2009 civarında çekilmiş fotoğrafta Kaiser’in arkasındaki üç erkek Hitler selamı veriyor.
Yıllar sonra Benedikt Kaiser artık bazen bir düşünür ve teorisyen olarak tanımlanıyor ve AfD’nin aşırı sağcı kanadının önde gelen isimlerinden Björn Höcke ondan övgüyle söz ediyor.
Tarih öğretmeni olan Höcke, Thüringen’de AfD’nin karizmatik lideri haline geldi ve eyalet valisi olmak için yarışıyor.
52 yaşındaki Höcke şu anda bilerek bir Nazi sloganı kullanma suçlamasıyla yargılanıyor, ancak masum olduğunu savunuyor.
AfD’nin daha radikal fraksiyonu içindeki partililer ile “aşırılık yanlısı” gruplar arasındaki bulanık çizgiler karmaşık bir ağ oluşturuyor.
Ve bu, daha ılımlı mı yoksa radikal bir mesaj mı benimsemesi gerektiği konusunda sürekli bölünmelerle uğraşan bir parti.
Örneğin “tersine göç” kavramını bazıları benimserken, bazıları mesafeli duruyor.
Bu kavram, neo-Nazi bir geçmişe sahip olan ve hem Almanya hem de İngiltere’ye girişi yasaklanan Avusturyalı aktivist Martin Sellner tarafından savunuluyor.
Sellner’in, “tersine göç eden” sığınmacılar, oturma hakkına sahip “yabancılar” ve “asimile olmamış” vatandaşlar hakkında yazıları var.
AfD’nin üst düzey isimlerinin Martin Sellner ile Berlin yakınlarında “tersine göç” konulu “gizli” bir toplantı yaptıklarına dair haberler bu yılın başlarında Almanya’da kitlesel gösterilere yol açtı.
Thüringen Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Stephan Kramer’e göre, AfD son on yılda “muhafazakar, demokrat bir partiden giderek aşırı sağcı bir partiye doğru” ilerleyen bir hareket.
Daha önce Almanya’daki Yahudilerin Merkez Konseyi’nin genel sekreterliğini yapan Kramer, AfD’nin seçimlerde Thüringen’de çoğunluğu kazanma şansının “çok yüksek” olduğunu, bu gerçekleşirse ülkeyi terk edeceğini söylüyor.
AfD’liler kendilerine karşı önyargılı devlet yetkilileri tarafından hedef alındıklarını savunuyor.
AfD’nin “şüpheli” aşırı sağcı olarak tanımlanmasına karşı yasal mücadelesi devam ederken, gençlik kanadı bu tanımı resmen onayladı.
Stephan Kramer’e göre AfD, Avrupa çapında ivme kazanan yeni sağın “parlamenter kolu” ve demokrasi için risk oluşturuyor.
Kramer daha geniş anlamda Almanya’daki siyasi havanın “ısınmasından” endişe ediyor.
Başbakan Olaf Scholz’un partisi SPD’nin (Sosyal Demokrat Parti) Avrupa Parlamentosu seçimlerinde önde gelen adaylarından biri olan Matthias Ecke, Cuma günü Saksonya’da afiş asarken saldırıya uğradı ve ameliyat oldu.
17-18 yaşlarındaki dört gencin soruşturulduğunu belirten polis, şüphelilerden en az birinin aşırı sağcı görüşlere sahip olduğuna dair veriler olduğunu söyledi.
Konuştuğumuz AfD destekçileri hareketlerinin hiç de aşırı olmadığı ve hatta orta yolu temsil ettiği konusunda ısrarcı.
Almanya’da bugün söz konusu olan sadece Cottbus’ta bir toplantıda konuşma yapan üç adamla ilgili değil, ülkede neyin aşırılık sayılacağı konusundaki bölünme ve çirkin geçmişe dönüş korkusuyla ilgili.