Muğla Su Girişimi, termik santrallere su tahsisinin iptali talebiyle Devlet Su İşleri’ne (DSİ) dava açtı. Girişim adına açıklama yapan Sedat Yağcıoğlu, “Yönetmeliğe aykırı olarak yapılan su tahsisleri; söz konusu işletmelerin yasa dışı faaliyet gösterdiği dikkate alındığında hukuksuzluğun boyutu çok daha ciddi hale geliyor. Yirmi sekiz yıldır hukuka aykırı faaliyet gösteren ve üstelik kamu kaynaklarının bu şirketlere devredilmesinin, “Bunun hukuk devleti ilkesinin anayasal ilkeleriyle bağdaşmadığı açıktır” dedi.
Geçtiğimiz yaz Bodrum Yarımadası’nda yaşanan kuraklığın ardından Muğla genelinde 72 kuruluşun bir araya gelmesiyle kurulan Muğla Su Girişimi ve bazı sivil toplum kuruluşları, 9 Kasım 2023’te DSİ’ye dilekçe vererek yapılan su tahsis protokollerinin iptalini istedi. Termik santral işleten şirketlerle. Dilekçelerine yanıt verilmediğini belirten vatandaşlar, DSİ Muğla Bölge Müdürlüğü’ne dava açtı. Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde açılan davada termik santrallere verilen suyun iptali talep edildi.
Sedat Yağcıoğlu, mahkeme önünde yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi:
“Biz davacıyız, suyu, yaşam hakkını, hukuku savunuyoruz. Muğla’nın farklı bölgelerinden vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşları olarak 9 Kasım 2023’te DSİ’ye dilekçe verdik. Talebimiz neydi? Muğla’da su sıkıntısı yaşanıyor, termik santrallere soğutma suyu sağlanarak insanların ve doğanın yaşam hakkı var.Bu konuda çok büyük bir yanlışlık, adaletsizlik ve vicdansızlık var.Biz bunları DSİ’ye verdiğimiz dilekçelerde dile getirdik ve sorduk. Termik santral işleten firmalarla yapılan su tahsis protokollerinin iptal edilmesi. Ancak 465 vatandaşımızın dilekçelerinden hiçbiri yanıtlanmadı. Bugün yasal haklarımızı kullandık. Taleplerimiz doğrultusunda DSİ’ye İdari Nezaret’te dava açtık. Mahkeme, termik santrallere su tahsisinin iptalini istedi.Yapılan hukuksuzlukları bir kez daha hatırlayalım: 2014 yılında termik santraller özelleştirilmeden hemen önce, Geyik’te toplanan yıllık 14,5 milyon metreküp suyun 9,5 milyon metreküpü toplanmıştı. Baraj soğutma amacıyla Yeniköy TES’e devredildi. Su olarak verilmesine karar verilir. 2016 yılında yapılan bir başka protokol ile Dipsiz kaynağından saniyede 650 litre akış hızına sahip su, Yatağan Termik Enerji A.Ş.’ye tahsis edilmiştir. Bu sözleşmelerin imzalanmasının hemen ardından termik santraller özelleştirilerek, suyun kullanım hakkı da Yatağan Termik Enerji A.Ş.’ye verilmiştir. Bu protokollerde belirtilen kapsam termik santralleri işleten şirketlere devredildi.
“BU İŞLETMELER 28 YILDIR YASA DIŞI FAALİYETLERİNİ DEVAM EDİYOR”
Bu iki termik santralde her yıl toplam 33,5 milyon metreküp içilebilir kalitede su kullanılıyor. Yani Bodrum Yarımadası’nda halk susuzluk çekerken, halkın ihtiyacı olan suyun iki katından fazlası bu iki santral tarafından tüketiliyor. Su Tahsis Yönetmeliği’ne göre halkın ihtiyaçlarının karşılanması öncelikli olması gerekirken, bu işletmelere su tahsis edilmesi yönetmeliğe aykırıdır. Üstelik Aydın İdare Mahkemesi 1996 yılında söz konusu termik santrallerin kapatılmasına karar vermişti. Kapatma kararı daha sonra Danıştay tarafından onaylandı ancak karar uygulanmadığı için davacılar konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdı ( AİHM) ve 2005 yılında Türk mahkemelerinin verdiği kapatma kararının uygulanması AİHM tarafından onaylandı. Yönetmeliğe aykırı olarak yapılan su tahsisleri ve söz konusu işletmelerin yasa dışı faaliyetleri dikkate alındığında hukuksuzluğun boyutu çok daha vahim hale gelmektedir. “Bu işletmelerin yirmi sekiz yıldır hukuka aykırı olarak faaliyet gösterdiği ve kamu kaynaklarının bu şirketlere devredilmesinin hukukun üstünlüğü ilkesinin anayasal unsurlarıyla bağdaşmadığı açıktır.”
